Yurt dışı nüfusu ile 90 milyona yaklaşan Türkiye’nin aklıyla alay etmek kimseye yarar sağlamaz.
2011’den beri neredeyse tüm Türkler bir yana, bir kişi bir yana propagandası ve telkini altında.
Bu akıl yürütme ne 90 milyona yakışıyor ne de ululamaya çalışılan bir kişiye!
Buna son vermenin zamanı geldi sanıyorum.
İnsanları akılları ve vicdanları ile baş başa bırakmak, sorumluluğu her bir mükellefe yüklemek en doğrusu olacak.
Akıl da, bilim de, dinimiz ve ahlâkımız da bunu gerektiriyor.
***
Hesabı verilemeyecek yanlışları, sanki bundan daha doğrusu yokmuş gibi topluma telkin etmek hangi iman sahibinin işi olabilir?
Bunlar propaganda mutfağında çalışan dalkavukların işi olmasın?
Türkiye’yi dünya milletleri arasında küçük düşürmek, dünyalık hırsı ile yanıp tutuşanlara tanımsız yararlar sağlamış olabilir.
Umarım, bu tür işler hesaba ve kitaba inananların işi değildir!
Herkesin çevresinde buna benzer sahte dostlar olabilir.
İçinde zerre miskal iman taşıyanların büyük işlere soyunmadan önce ilk yapacakları iş, mütevazi olmak ise ikincisi de kimin dost kimin de dalkavuk olduğunu anlamaktır.
Bunu ayırt edecek melekeye sahip olmayanların vay haline!
***
Doğrusu ve yanlışı ile insanlık tarihinin en eski ve uzun süreli “yöneten” milletiyiz. Bu gelenekten geldiğimize göre çaresiz sayılmayız.
Her zorluğu, bir kolaylıkla aşabileceğimizi öğütleyen Allah’a da inandığımıza göre, tarihte II.Murat’ın ve Süleyman Demirel’in yaptıklarını yapacak yiğitlerin, bugün de olabileceğine inanabiliriz.
İsteyen 24 Haziran’da yapılacak seçimler bu gözle de bakabilir…
İsteyen Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile Sayın Abdullah Gül arasındaki siyasal ilişkiyi, II.Murat ile Fatih Sultan Mehmet arasındaki ilişki şeklinde de hayal edebilir…
İsteyen de, insafı elveriyorsa “ihanet”le değerlendirebilir!
Tarih kanıtlamıştır ki, yer küre çok yiğit gördü!
Çok şeylere de tanık oldu!
Kayd ü hayat şartıyla 46 yıl sultanlık yapan Süleyman’ı da gördü, bir ayını dolduramayan V.Murat’ı da.
Yer kürenin gördükleri sayılmakla bitmez.
Utulmamalıdır ki yer küre, insanların en şerlilerini de gördü.
Birini bir makama ve mevkie getirip onu abartıp kabartıp köpürtürken, diğer yandan da onun makamını istismar ederek doyumsuz dünyalıklar kazananları da gördü!
Hesabı bu dünyada verilemeyen günahları işleyenleri de gördü, işletenleri de. Birinin makamı ve mevkii yükselirken, yapılan oyunların akıl almaz ve vicdanlara sığmaz derecelere geldiğini de gördü!
Milletin derdi ile dertleneni de gördü, 90 milyonun canı cehenneme diyeni de…
***
Yakın zamanlarda vefat eden Süleyman Demirel gibi 6 kez gidip 7 kez gelen demokrasi yiğidini de gördü…
Siyasetin çirkin üslubu ile karalanmış siyasal kimliği, hiçbir zaman 6 kez gitmesine engel olmadığı gibi 7 kez gelmesine de engel olmadı.
Bazen iş o noktaya varır ki, görevi birine devretmek kendisi ve ülkesi için en hayırlı yol olur.
Başka milletlerin tarihinde buna benzer olaylar yaşanmış mıdır, bilmiyorum. Bizim tarihimizde yaşananlar bize yeter dersek, örneğimiz II.Murat da olabilir, Süleyman Demirel de.
Olaylar ancak Allah’ın izniyle yaşanır, diyebiliyorsak, daha sağlıklı ve tarihe ışık tutan bir yol haritası çizilebilir…
Bunu yapabiliriz…
Türkiye’nin 1’den büyük olduğunu kanıtlayabiliriz.
———————-
İlk Yorumu Siz Yapın