İçeriğe geç

Dünyanın ekseni kayabilir mi?

İnsanlık tarihinin en önemli olayları Doğu–Batı ekseninde yaşandı. Binlerce yıl önce kurulan düzen, bugün de devam ediyor.

-Dünya nüfusunun çoğunluğu,

-Tarihte kurulan büyük uygarlıklar,

-Günümüze kadar gelen büyük düşmanlıklar,

-Eskiden yüz binlerin, son yüzyılda ise milyonlarca insanın öldüğü büyük savaşlar yine Kuzey yarım kürenin Doğu–Batı ekseninde yaşandı.

Eski dünya denen coğrafya, aslında tüm dünya değildir! Sadece Kuzey Yarımkürenin Doğu–Batı eksenindeki orta kuşaktır.

Dünya öyle bir noktaya geldi ki, insanlık eski hesapları kapatacak bir çözüm arayışına girdi ama henüz bulmuş değil.

Büyük güç, devletler arasında el değiştirebiliyor. Fakat gücü ele geçirenlerin ilk yaptığı hamle, eskiden kalma hesapları sormak oluyor.

Artık global dünya, eski hesapların görülebileceği bir dünya olmaktan çıktı. Yıkımlara yıkım, krizlere kriz, düşmanlıklara düşmanlık eklemek kimsenin yararına değil.

Her büyük sorunun çözümünde olduğu gibi global siyasal ve ekonomik sorunların çözümünde ve büyük kültürel devrimlerin doğuşunda gerçekleşmemiş büyük değişimlere ihtiyaç var.

Dünya haritasına tekrar bakmakta yarar var.

Olmaz denenlerin olabilirliğine yoğunlaşmak hepimizin yararına olacaktır.

Çünkü eski dünya dediğimiz Kuzey Yarımkürenin orta kuşağında 12 ay, 365 gün yaşamakta ısrar etmek pek akıllıca değil!

İnsanlık her geçen gün daha yüksek miktarlarda tükettiği enerjinin çoğunu, yanlış alışkanlıklarla tüketmeye devam ediyor.

Güneş ise hala en etkin ve ucuz enerji kaynağı.

Pasaport, vize, kota, gümrükler, tel örgüler ve mayınlarla örülü ulusal sınırların ne işe yaradığını ivedilikle tartışmaya açmak gerekir.

Aşılması zor prosedürlerle kapatılan sınırların çıkardığı engelleri ve neden olduğu zararları saymakla bitiremeyiz:

– Oysa insan, bitki değildir. 12 ay 365 gün aynı yerde, aynı sınırlar içinde yaşayamaz. Bunu ancak bitkiler başarabilir.

– Eski çağların adetlerini bugün pasaport, vize, kota, gümrükler, tel örgüler ve mayın tarlalarıyla sürdürmek doğa kanunlarına da aykırıdır; bunu görelim ve gerçek anlamda “yeni dünya düzeni”ni tartışmaya açalım.

– 7 milyar insanın her mevsim güneşle buluşmasını, ucuz enerji kullanımını, daha sağlıklı beslenmesini, mutlu, huzurlu ve zevkle yaşamasını kolaylaştıran yeni bir uluslararası düzenin kurulmasına yardımcı olalım.

– Yaklaşık 6 milyar insan, yılın önemli kısmını ulusal sınırlar içinde geçirdiğinde pahalı gıda tüketeceğinden, daha maliyetli konutlarda barınacağından, pahalı ve üst üste giydiği giysilere mahkûm olduğundan… ortaya çıkan gereksiz maliyetleri ve sağlıksız koşulları bir bir görelim.

– Yazdan kışa, kıştan yaza geçerken yılda en az iki kez mevsim değişikliklerinden kaynaklanan hastalıklara yakalananların tedavisi için harcanan parayı, zamanı ve iş kaybını asla göz ardı etmeyelim…

Türkiye gibi bir ülkede sözünü ettiğimiz sorunların ülke ekonomisine getirdiği yükün 100 milyar doların üzerinde olduğuna inanmanızı isterim!

Bu gereksiz maliyetin global ekonomiye getirdiği yük ise yaklaşık 10 trilyon dolar!. Buna devletlerin sınır güvenliği için yaptıkları harcamalar da eklendiğinde rakamlar daha da büyümekte!

Halklar düzeyinde düşündüğümüzde Güney’de ve Kuzey’de yaşayanlar ülkelerine hapsolmuş durumdalar.

Son derece yanlış olan bu hapis, o kadar kabullenilmiş ki, aksi düşünceler alay konusu!

İnsanlığı daha ciddi davranmaya ve kabuller dışı düşünmeye davet etmenin zamanı geçmek üzere!

Ya global paradigmanın dışına çıkacağız ya da eski düşmanlıkları körükleyip üçüncü bir dünya savaşı çıkaracağız!

Şu an dünyanın egemenleri de, borç batağında çırpınanları da çözümü, yeni bir büyük savaşta görüyorlarsa bu tarihin en büyük hatası olacaktır.

Çünkü eskiden kuzeyden güneye; güneyden kuzeye taşınmak aylar alıyordu. Ama şimdi öyle mi?

En kuzeyde havalar soğumaya başladığında tıpkı kuşlar gibi yeni yeni yaz mevsimine girilen güneye gitmek uçakla bir günlük, hızlı tren veya karayolu ile 2-3 günlük bir iş.

Gelecekte milli sınırlarda yıl boyu çalışanların nüfusu yüzde 5’e inerse kimse şaşırmamalı:

-İnternetin sağladığı olanaklar ile ofis hizmetlerinin belki de tamamı tatildeyken de yapılabilecek.

-Otomasyon ve robotik sistemler yaygınlaştıkça tarımda ve sanayide çalışanlar güneşli günlerde tatilde yaşamaları daha kolay ve ucuz olacak.

-Çok az insanla tanışık olan, onların da çoğundan hoşlanmayan mutsuz insanların önüne milyarlarca insan arasından çok sayıda dost, arkadaş, eş, sevgili… bulma şansı doğacak.

-Dünyanın her yerinden ve kültürel çevresinden kuzeyin ve güneyin güneşli günlerinde bir araya gelenlerin bilgi ve kültür alışverişi, global ölçekte tarihin en büyük kültürel devrimlerini başlatacak.

Bundan kuşkunuz olmasın…

Kategori:2018

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir