İçeriğe geç

Rûm Suresi neyin habercisi

1. Ayet – Elif Lam Mim!

Önemli bir uyarı yapılacağı zaman genellikle Dikkat! Dikkat! denir. Bazen de davula üst üste vurulur, dikkatler davul sesine çekilir. Bir iki saniye sonra da duyuru yapılırdı. 

Elif Lam Mim, Kur’an’da yer alan uyarı harflerindendir. Bu surede de önemli duyurular yapılacağında Elif Lam Mim ile başlanmıştır. Okuyucudan ayetlere kulak vermesi istenmiştir.

2. Ayet – Ğulibeti’r Rûm! Rûmlar yenildiler.

Ğelb, yumak, ğulibe ise yumağın çözülmesi demektir.

Kelimenin sosyal anlamına gelince; ğelb; örgüt, teşkilat ve hiyerarşi.

Ğulibe ise örgütün, teşkilatın ve toplumsal hiyerarşinin çözülmesi demektir. Kur’an indiği dönemde ğulibenin sosyal anlamı “yenilgi” demekti. 

Toplumsal dokusu tahrip olan, bozulan bir topluluğun yenilgisi bu kelime ile anlatılmıştır.

Topluluğun, yardımlaşmacı ve dayanışmacı yapısı, onu ayakta tutan örgütü çözüldüğünde “yenilir”.

Hem de savaşta yenildiği gibi yenilir.

Savaşta yenilmiş gibi hiyerarşisi de bozulur.

Yardımlaşma ve dayanışma terk edilirse…

İnsanlar arasındaki ilişkilere bireycilik ve çıkarcılık egemen olursa…

Kimse doğru söylemezse…

Ölçüler ve tartılar eksik ve hileliyse…

Çalmak, hak yemek, zulüm, adaletsizlik normal karşılanırsa…

Borçlu borcunu tam ödemez; alacaklı da alacağını tam alamazsa…

Mağşuş” para enflasyon ve faizi, bunlar da hak ve hukuk düzenini yıkmışsa…

Düzenin yerini kaos alır.

Yenilgi de kaçınılmaz olur!

3. Ayet – er-Rûm!

Rûm, “kulağın yumuşak memesi” demektir. “Rûm”un tarihsel anlamı, Doğu Roma/Bizans’tır.

Kur’an’daki rûm, dini bir topluluk değildir.

Etnik bir kavram olmadığı gibi geniş bir coğrafyayı kapsayacak bir ırk ve kültür anlamına da gelmez.

Rûm, Batı Trakya’dan başlayıp Doğu’da tarihsel Fars/İran’a kadar uzayan bir coğrafyada yaşayan bütün dinleri, kültürleri ve ırkları kapsar.

Ancak, Rûm bölgesi, Karadeniz’in kuzeyindeki toprakları kapsamaz!

Güneydoğu sınırı, Fırat ve Dicle’nin denize döküldüğü Basra Körfezi’ne kadar uzanır.

Arap Yarımadası ve Nil Deltası Rûm’un sınırları dışındadır.

*** 

Bu sınırlar, herhangi bir tarihçi ve haritacı tarafından çizilmemiştir!

Bizim çizmeye çalıştığımız sınırlar, Rûm Suresi’nde geçen kavramların fonksiyonel anlamlarına dayanmaktadır.

Tarihte Rûm coğrafyası diyebileceğimiz sınırlara yakın bir tanımlamayı Yunanlılar yapmıştır.

Doğu ülkesi” anlamına gelen “Anatolia/Anatolus/Anatole”, Türkçedeki Anadolu’dur.

Türkiye Türkleri, Anadolu’yu Türkiye toprakları ile sınırlı görür.

Anadolu’yu; Batı Trakya, Musul, Kerkük, Halep ve Şam’ı da içine alan Misak-ı Milli kadar genişletenler de vardır.

Fakat Rûm bölgesinin tarihsel sınırları, bugünkü Türkiye topraklarından büyük olduğu gibi Misak-ı Milli’den de büyüktür.

Hangi haritayı kullanırsak kullanalım Rûm bölgesinin de, Anadolu’nun da merkezinde bugünkü Türkiye toprakları vardır. Bundan kuşku duyamayız.

Bu sınırlar genişletilebilir ama küçültmek mümkün değildir.

Anadolu kavramı, coğrafi bir alana vurgu yapar. Ancak Rûm kavramı, içinde coğrafyayı da barındıran çok geniş bir sosyolojik alanı kapsar.

***

Rûm’un sosyolojik sınırlarına gelince:

Rûm bölgesinin Batı’sında “kitlesel” isyanların ve ihtilallerin kıtası Avrupa vardır.

Doğu sınırlarında da yine kitlesel isyanların merkezi İran/Fars coğrafyası vardır.

Aynı isyancı ve ihtilalci tepkiler Karadeniz’in kuzeyi için de geçerlidir.

Rûm bölgesinin güneyi için söylenebilecek olan şudur:

Mısır, dünya tarihinde ilk köle isyanlarının çıktığı yerdir. Tarih boyunca isyanların ardı arkası kesilmemiştir. Benzer köle isyanlarının Avrupa Roma’sında da meydana geldiğini unutmayalım.

Kuzey Afrika’nın irili ufaklı kabilelerinin sosyolojisine egemen olan karakter de isyankarlıktır.

Kategori:2018

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir