İçeriğe geç

Açılımda yeni şeylerin olmasını en çok isteyenlerdenim.

Ne yazık ki, nafile bir bekleyiş benimkisi.

Hala en çok merak edilen konu Apo’nun ne söyleyeceği!

Ve hangi parti başkanının diğerine nezaket sınırların zorlayan yanıtları…

İlgi görenler bu ve benzeri konuşmalar.

Tartışma “Nasıl bir yöntem” yerine; protokolün doğru uygulanıp uygulanmadığı yönünde yapıldı.

İddia ediyoruz;

-PKK’nın yarattığı sorun T:C.nin yaşadığı en büyük siyasal krizdir.

-Bunun sorunun çözümü de sadece Türkiye’nin iç sorununun çözümü olmayacaktır.

Çözmeyi başarsak da, en kötü senaryo da gündeme gelse, bugünlerde alacağımız kararlar, tüm dünyada uzun yıllar model oluşturacak bir gelişme olacaktır.

Dünyanın yakından izlediği bu süreç, maalesef ki, kötü başladı, kötü de yönetiliyor. Görüldüğü gibi yöntem olarak uygulanan model, ilköğretim düzeyinde bir zeka değeri bile taşımıyor.

Bu parlak gelişmeden hem hükümet, hem de partiler rahatlıkla övünebilirler. Bu şeref hepsine yeter.

25 yıldır yoğun bir şekilde yaşanan bir siyasal kriz üzerine neden

-Partiler, üniversiteler, araştırma merkezleri, aydınlar, odalar ve borsalar, sendikalar ve sivil toplum kuruluşları görüşlerini deklare etmezler,

-%5 oy almış partilerin oyları oranında seçtiği akademisyenler grubu, deklere edilmiş çözüm önerilerini “uzlaşılan” ve “farklı görüşler” şeklinde iki başlık altında Hükümete sunmazlar,

-Hükümet de uzlaşılan ve farklı görüşleri Bakanlar Kurulu ve MGK gibi Anayasal Kuruluşlarla istişare ettikten ve son şeklini verdikten sonra Başbakan tarafından Parti başkanlarıyla müzakereye başlamaz ve son olarak

-Uzlaşılan çözüm önerileri Meclis gündemine alınmaz.

Dikkat edilecek olursa gündemi en çok işgal eden Apo’nun ne diyeceği konusuna sanki hiç değinmedik gibi.

Ayrıca Doğu ve Güneydoğu’nun etkin kişilerinin ne düşündüğünün hiç mi önemi yok, denecek olursa;

        -Yukarıda görüşlerini deklare etmesini istediğimiz kurum, kuruluş ve kişilerin Türkmen, Kürt, Arap, Çerkez… liğini hiç tartışmadık. Buna göre Apo’nun çözüm olarak önereceklerini DTP gibi partiler önerebileceği gibi “aydın” ve birçok vatandaş, basın – yayın yoluyla kendini ifade edebilir.

          Hala görüşünü yayımlayacak bir yer bulamayanlar için de bir öneride bulunmamız gerekecektir. Çünkü sorunun ve çözümün ciddiyeti onu gerektirmektedir:

        -Görüş deklere eden kişi, kurum ve kuruluşların, Başbakanlığın ilan edeceği Web Sayfada halkın ulaşılabileceği e-mail adresleri olacaktır. Toplum adına görüş bildirenlerin halka karşı sorumlu oldukları ve halk da kimi bu konuda temsilci seçtiğini bilinecektir.

Kısaca özetleyebildiğimiz bu yöntem çerçevesinde bir çözüm arayışı başlatılmış olsaydı, süreç çok daha verimli işleyecekti.

Kategori:2009 - 2010

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir