İçeriğe geç

Türkiye’de kadın olmak

Türkiye muhafazakarlığı, tarihsel ve toplumsal gerçeklikle sıkı sıkıya bağlıdır. Muhafazakar gündemde yer alabilecek her yeniliğin, tarihle az da olsa bir bağı kurulabilmelidir. Ayrıca yenilik yapılacak konuda toplumsal talebin de yüksel olması gerekir. Bu iki temel kural, Türkiye muhafazakarlığının olmazsa olmazıdır.

Tanzimat’la başlayan, I. Meşrutiyetle çiçek açan ve II. Meşrutiyette olgunlaşan “kadın hakları” mücadelesi, her konuda öncelikle İslamî kaynaklarla, sonra da tarihsel ve toplumsal gerçeklerle temellendirmeye çalıştı.

Buna rağmen birçok engelle karşılaştı.

Savunular Kitab’a uygun olsa da, geleneklere aykırıydı. Çünkü savunuların tarihle bağlantısı uzun zaman önce kopmuştu.

Dünyanın koşulları kadın haklarına doğru bir gelişme içindeydi ama Osmanlı toplumsal gerçekleri açısından bakıldığında, tezler çok da ikna edici bulunmuyordu, erkek egemenler tarafından.

II. Meşrutiyetle başlayan ve Cumhuriyetle devam eden süreç, çok sancılıydı. Yenilik talepleriyle tutuculuk, çoğu kez birlikte ve kol kolaydı. Paradoksu ve çelişkisi olmayan, hemen hemen hiç kimse yoktu.

Bu dönemde kadın hakları, yeniden Kitap’la ve tarihle irtibatlandırılmaya çalışılıyordu. Dünyadaki gelişmelerin Osmanlı toplumunu hangi mecburiyetlere zorlayacağına değiniliyordu, geri kalmışlıktan kurtulma mücadelesinde kadına düşen görevlere vurgular yapılıyordu, eğitimde, sağlıkta, çalışma hayatında, siyasette görevler isteniyordu….

Sadece İstanbul’da kadınlar tarafından kurulan 40 dernek vardı. Bu dernekler çevresinde yayın yapan onlarca dergide, erkekler tarafından yorumlanmış İslami anlayışlar, meri hukuk ve gelenekler eleştiriliyor ve karşı yeni tezler ileri sürülüyordu.

***

Cumhuriyet ilan edilmeden aylar önce, 16 Haziran 1923 yılında iyi eğitim almış, eli kalem tutan, doğu batı dillerinden çeviri yapabilen, kadın hakları mücadelesinin öcüsü bir grup kadın, İstanbul’da bir araya gelerek Cumhuriyetin ilk partisini kurma kararı alırlar ve dilekçelerini İstanbul valiliğine teslim ederler. 

Nezihe Muhittin başkanlığında kurulan Kadınlar Halk Fırkası, Türkiye’nin ilk partisidir. Partinin kuruluş dilekçesi basında geniş yankı bulur. Uzun süre tartışılan, bazılarınca çok önemli bulunan, bazılarınca da, örneğin Cumhuriyet Gazetesi ve Akbaba mizah dergisince de alaya alınan bu parti, 8 ay geçtikten sonra “…kadınların seçme ve seçilme hakları olmadığından…” gibi gerekçelerle kurulmasına izni verilmez.

Nezihe Muhittin ve arkadaşları kendilerini Mustafa Kemal Paşa’ya kabul ettiremezler.

Mücadeleden yılmayan Kadılar Halk Fırkası girişimcileri bu kez Türk Kadınlar Birliğini kurarlar. Aynı kadro genişleyerek bu kez dernek çatısı altında mücadeleye devam ederler. Çıkardıkları dergiler, yazdıkları romanlar ve makalelerle kendilerini ifade etmeye çalışırlar. İstanbul’da Dünya Feministler Kongresi’ne ev sahipliği yaparlar.

Her konuda devrimci olanlar konu kadına gelince tuta bildikleri kadar tutucu olurlar.

Başta Nezihe Muhittin, maddi ve manevi işkencelere uğrar. 1927 yılında dernek binası polis tarafından basılır, yolsuzluk yapıldığı iddiasıyla hakkında davalar açılır, dernek kapatılır ve 1929’daki aftan yararlanarak kurtulur.

Bundan sonraki yıllar, Nezihe Muhittin için çok zor geçer. Susması ve otur oturduğun yerde, öğüdünü dinlemesi istenir… Açılan davalar ve yapılan karalayıcı yayınlar Nezihe Muhittin’e başka bir seçenek bırakmaz.

1898’de doğan, oldukça tempolu ve trajik olaylarla dolu yaşamı 10 Şubat 1958’de akıl hastanesinde son buldu. Geride 20 roman, 300 öykü, senaryo, deneme, tiyatro eseri bırakır. Cenazesine Türk Kadınlar Birliği’nden kimse katılmaz.

Öyle olur ki, Nezihe Muhittin’i kimse hatırlamaz.

Beden önce bir başkasının düşünmesine veya yapmasına tahammül edemem” kıskançlığı veya hastalığı, kim bilir, bu ülkede nice Nezihe Muhittinleri soldurdu.

Tımarhanede biten bir yaşam karşısında insanın irkilmemesi, tüylerinin diken diken olmaması, sarsılmaması, insanlığından utanmaması mümkün müdür?

———————————

Kategori:2013

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir