İçeriğe geç

Ay: Temmuz 2015

Erbakan faktörü

Sürekli vurguladığım İslâmcılığın olmazsa olmazları var. Bunları geniş olarak “İslamcılık ne değildir?” yazımda belirtmiştim: -İslamcılık, Müslüman olmak değildir ama Müslüman olunmadan da İslamcı olunmaz. -İslamcılık, Batının yükselen değerlerinden laiklik, demokrasi, cumhuriyet, parlamenter sistem, anayasal düzen, kadın hakları, liberalizm, sivil toplum, hukukun üstünlüğü, eşitlik, bireysel özgürlükler, adalet… gibi kavramları İslâm kaynaklarıyla açıklayıp…

Tercüme ve Devrim günlerinde İslamcılar

12 Eylül 1980 Askeri Darbesi ile bütün siyasî ve ideolojik faaliyetler tatildeydi. Fakat Genç Müslümanlara lojistik yapan odaklar, Müslümanı başıboş bırakacak değildi! Gerekli yerlerde Müslümana reva yeni stratejik değerlendirmeler yapılmış, kitap ve dergi yayınının artarak devamına kara verilmişti. Bir yandan Ortadoğu ve giderek etkisini artıran İran kaynaklı yayınlar, diğer yandan…

12 Mart 1971 Sonrası İslamcılık

1970’lere gelindiğinde matbuatta boy gösterenler arasında Nurettin Topçu ve Sezai Karakoç’u ayrı tutarsak, yazarlar arasında Necip Fazıl gibilerin sayısında hızlı bir artış oldu. Ancak, bir süre sonra Necip Fazıl ve Mehmet Şevket Eygi gibi yazarlar da artık Genç Müslümanları tatmin edemez oldu. Gizli servisler boş duracak değildi ya, destek devam…

HİLAL DERGİSİ İSLÂMCILIĞI

Büyük Doğu felaketine 1958’den sonra Hilal Dergisi faciası eklendi. Bin üç yüz yıllık İslâmî bilimleri ve deneyimleri kenara itip Müslüman gençleri kendi peşlerine takanlar, insanları nereye varacağı belirsiz yollara sevk ettiler. Geleneksel ve modern İslâm, tartışmalı konularıyla 1924’e kadar gelmişti. İslâmcı birikim fena sayılmazdı. Geleneksel olan ile modern kavramlar bir…

Necip Fazıl İslamcılığı

İslamcılar; yazıları, vaazları, maddi ve manevi varlıklarıyla Cumhuriyeti kuran iradenin yanında yer aldılar. Yılgın halkın ve askerin maneviyatını yükseltici her türlü propagandayı elden geldiğince yaptılar. Abdülhamit düşmanlığı ve İttihatçı – Mason dostluğu İslamcılarda derin bir pişmanlık duygusu yaratmıştı. Milli Mücadeleye verdikleri koşulsuz destekte bu pişmanlığın payı büyüktür. Mustafa Kemal Paşa,…

Tek parti yıllarında İslamcılar

1923’ten 46’ya kadar geçen süreyi İslamcılar basın faaliyetlerini tatil ederek nekahette geçirdiler. Bu dönemde Osmanlı bakiyesi çoğu İslamcı, Hakk’ın rahmetine kavuştu. Az bir kısmı 1946 sonrasını, 1960’ı hatta 1970’i gördü. Bulardan hiçbiri Osmanlı döneminde savunduğu laiklik, demokrasi, cumhuriyet, parlamenter sistem, anayasal düzen, kadın hakları, liberalizim, sivil toplum, hukukun üstünlüğü, eşitlik,…

İslamcılık ne değildir?

“Ne değildir”le başlarsak; *İslamcılık, Müslümanlık değildir; ama Müslümanlığın dışında da değildir. Bir Müslüman, İslamcı olmak zorunda değildir. *İslamcılık, ilmi bir ekol değildir; ama ilimsiz savunulabilecek bir görüş de değildir. Müslüman bilim adamı, İlahiyat dışındaki araştırma konularında Kur’an’ı kaynaklardan biri olarak gösteriyorsa bu kişinin iddiası ne olursa olsun gerçekte İslamcıdır. *İslamcı,…

Yeni Yunanistan neyin habercisi!

Yunanistan “Duyun-u Umumiye İdaresi”ne teslim oldu. Aleksis Çipras, teslim olmadan önceki gerekli ama faydasız son direnişi yaparak tarihteki yerini aldı. Dünya sistemi, bir ülkenin ölçüsüz borçlandırılmasına göz yummuşsa bu paranın değersiz olduğu anlamına gelmez. Sistemi işletenler de borçlanmaya bu gözle bakmazlar. Borç alan devlet, başına geleceklere razı ise olacaklar bellidir!…

Yunanistan’ı değişime zorlayan faktör Türkiye mi?

Dünya sistemi; ekonomisi verimsiz yapıları bir bir tasfiye ediyor. Buna bağlı olarak siyasal sistemler ve bölgesel konjonktürler de değişiyor. Örneğin; Türkiye’nin 2007’den beri karşılaştığı sorunlar bir şeylerin ayak sesleri olmalı. İçeride; mafya tutuklamaları, muhtıra, darbe hazırlıkları, Ergenekon, Balyoz kararları, açılım süreci, paralel yapılarla mücadele… Dışarıda Tunus, Mısır, Libya, Yemen’deki siyasal…

Yunanistan’ın yeni sahipleri

Çok gerilere gitmeye gerek yok. İkinci Dünya Savaşı sonuna kadar İngiltere’nin denetimindeki Yunanistan, savaş sonrasında ABD’nin denetimine girdi. Bu durum birçok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de oldu. Anglosaksonlar 1945’ten sonra Türkiye ile Yunanistan’ı akla zarar gerekçelerle birbirlerine düşman ederek iki devleti dengede tuttular. Bunun için bir miktar askeri yardım da…