İçeriğe geç

19 Mayıs’a İslâmcı bakış

İnsanlar güne “bugün ne yapabilirim; üç beş kazanıp eve nasıl mutlu dönebilirim” düşüncesiyle başlar! İşi olan işine; olmayan da bir iş peşinde akşam eder.

 Bu döngü basittir ama bir o kadar da gerçektir!

 Bunu yakın çevre ve ülke ölçeğinde de düşünebiliriz. Hiçbir olay, bu döngüyü önemsizleştiremez!

 Bazen kimi olaylar dikkatimizi çeker gibi olur! Oysa önem verdiğimiz olaylara, gün içinde elde etmeye çalıştıklarımıza zarar verir mi endişesiyle dikkat kesiliriz!

 ***

 İnsanların bireysel çabaları hemen hemen bu doğrultudadır… Ama ne yazık ki devletlerin çoğunun gündemi, bireylerin gündeminden çok farklıdır ve onlara zarar verici niteliktedir!  

 Lütfen borç batağında savaşla burun buruna gelen devletlerin çırpınışlarına bakalım:

Neden devletler, yurttaşların alın terine dayalı maddi refahlarını değil de tarihe “parlak” bir zafer yazdırmak için beyhude çabalar gösterirler?

Borca borç, ölümlere ölümler, düşmana düşman eklemek için çılgınca, düşüncesizce, öfkeyle çırpınıp dururlar?

Kim borçla bir zafer kazanmış ki, bir devlet borç batağında iken kurtlar sofrasında yer edinebilsin?!  

Neden alın terine, göz nuruna, beyin eforuna inanmıyoruz?

Kendimizde bu gücü göremiyor olabiliriz.

Pekiyi, neden çıkardığımız gürültülerle başı önünde çalışan, göz nuru döken ve gün boyu beyin patlatan insanları rahatsız ediyoruz… endişelere sürüklüyoruz… insanları biz adam olmayız noktasına getiriyoruz?

Soruyorum; hangi borç ve israf batağında yüzen devlette alın teri değerli?

Hangisinde?!

Hangisinde göz nuru ve beyin eforu kıymetli?

***

Bazı örnekler vardır, küçüklüğünden, uzaklığından ve niteliğinden dolayı dikkat çekmez!

Çin de mi dikkat çekmiyor?!

Hindistan da mı örnek olamıyor?!

İş işten geçtikten Hindistan da bir ABD olduktan sonra mı uyanacağız?

Bizi körlüğe mahkûm eden bir üst akıl mı var; korkudan gözümüzü açamıyoruz?

Yoksa başarının, erdemin, faziletin nerede olduğundan mı habersiziz?

Önce uyanmak, sonra da uyuyan komşu varsa onu da uyandırmak gerekir!

Neden boş hedefler ve seraplar peşindeyiz?

Kuru fasulye ve mercek bile ithal!

İşsizler tümen tümen… ordu ordu sokaklar dolusu!

Et Balkan devletlerinde 20 TL iken bizde 50-60 TL bandında…

İsraf… Torpil… Hamaset… ise boyu aşmış durumda!

***

Bugün 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı!

Konsepti de “çalışmak” olmalıydı değil mi?   

Mustafa Kemal Paşa’nın Kastamonu’da dediği gibi

 “…Fesi çıkarıp şapka giymek kâfirlik değildir. Kâfirlik; az çalışıp çok çalışan kâfirin çizmesi altında ezilmektir. Müslümanlık ise çalışmaktır, çalışmaktır, çalışmaktır. Kâfirden daha çok çalışmaktır! Şapka takmak kâfirlik değildir; asıl kâfirlik kâfirden daha az çalışıp Müslümanı kâfirin çizmesi altında ezdirmektir…”  

***

Dış borç batağındaki hali görmezden gelip zafer peşinde koşanların çabası, eldeki bulguru da kaptırmakla sonuçlanacaktır!

Bundan emin olabiliriz.

Yaşamları boyunca ülke ekonomisine bir kilo domates kadar katma değer üretememiş nice zavallının ekranlarda tarih, toplum, vatan, millet, diplomasi, siyaset üstadı ve vatan hainlerini belirlemeye yetkili bilir kişi olduğu bir dönemdeyiz.

Mustafa Kemal kimin umurunda ki, çalışmak, Müslümanlık, vatanseverlik de ortak değer olsun!

Kimin umurunda!

 ———————————————

Kategori:2017

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir